Kampüs

Pesitisitler hem çevreye hem de insan sağlığına olumsuz etkilere sahip

Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ), Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şifa Doğan, tarım alanlarında uygulanan ve istenmeyen bitki ile canlı organizmalarla mücadele için sentezlenen pestisitlerin hem çevreye hem de insan sağlığına yarattığı olumsuz etkilerine dikkat çekti.

CIU News Full Width Default Image

Günümüzde bu kimyasalların üretimlerinin mercek altına alındığını kaydeden Doğan, bazı pestisitlerin yasaklandığını ve toplam pestisit konsantrasyonunun içme sularında izlenmesi gereken bir parametre olarak belirlendiğini söyledi.

Doç. Dr. Doğan, pestisitlerin doğada parçalanabiliriliğinin oldukça düşük olduğunu aktararak, “Toprak veya bitki köklerinde tutulabilmekte, yüzeysel akışla yüzey suyuna geçebilmekte veya toprağın derinlerine sızıp yeraltı sularına karışabilmektedirler” ifadesini kullandı.

Literatürde dünyanın çeşitli bölgelerindeki yeraltı sularında yapılan analizlerde pestisitlerin varlığının kanıtlandığını belirten Doğan, buna ek olarak geleneksel yeraltı suyu arıtma tesislerinin pestisitlerin giderimlerinde başarısız kaldığının kanıtlandığını da sözlerine ekledi.

“İleri oksidasyon teknikleri bu kirleticilerin gideriminde kullanılabilecek en iyi yöntemler arasında”

Doç. Dr. Doğan açıklamasında ileri oksidasyon süreçlerinin söz konusu kirleticilerin gideriminde kullanılabilecek en iyi yöntemlerden biri olduğuna dikkat çekti.

Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’nde 2009-2012 yılları arasında Prof. Dr. Rana Kıdak tarafından yürütülen TÜBİTAK projesinde kendisinin de araştırmacı olarak yer aldığını belirten Doğan, “Bu projede LC-MS/MS cihazıyla yasaklanan 5 pestisit olan alaklor, atrazin, diuon, izoproturon, pentaklorofenol bileşiklerinin düşük konsantrasyonlarının sulardan giderimini çalıştık. Ultrasonik ses dalgaları ve ozonlama prosesleri bu kirleticilerin gideriminde umut vaat edicidir” dedi.

Doç. Dr. Doğan, pestisitlerin yanı sıra endokrin sistemin işleyişini bozucu kimyasalların da kullanım ve içme sularında varlığının; dünyada kanser, diyabetik, obezite, gibi hastalıkların artışında önemli bir rol oynadığını kaydederek, bu kimyasalların başında insan ve hayvan hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçların geldiğini vurguladı.