Fen Edebiyat

“Göçmenköy’den Göçmenşehre Dönüşümün Tanıkları”

Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Merkezi (UKAMER) tarafından yaşanan zorunlu göçler hakkında “Göçmenköy’den Göçmenşehre Dönüşümün Tanıkları:  Göçmen Kadınlar/Bir Sosyo-kültürel Değişim Analizi” konulu bir proje çalışması başlatıldı. 

UKAMER Başkanı ve proje yürütücüsü Yrd. Doç. Dr. Mihrican Aylanç çalışmanın amacı hakkında yaptığı açıklamada, proje kapsamında Lefkoşa’da zorunlu iç göçlerle Göçmenköy’e yerleşen/yerleştirilen kadınların tespit edilmesi, kişisel göç hikâyelerinin kayda geçirilmesi, göçlerin kadınların yaşamını nasıl ve ne yönde etkilediğinin tespit edilmesi, Göçmenköy’deki yeni yaşamın ve değişimin kadınların kişisel tarihleri ile belleğinde yer eden yönlerinin araştırılması, adaptasyon süreçleri ve kentleşmeyle birlikte kadınlar arasındaki kuşaklaşma araştırılacağını belirtti.

Yrd. Doç. Dr. Aylanç, Kıbrıs’ta 1958-1974 yılları arasında savaş nedeniyle zorunlu olarak göç eden Kıbrıslı kadınların göç hikâyelerinin kayıt altına alınmasının önemli olduğunu aktararak, “Göçmenköy, Kıbrıslı göçmenler için oluşturulan sığınma alanlarından yalnızca biri. Projede buradan başlayarak adamızda yaşanan zorunlu iç göçlerin kadınların dünyasına etkilerini araştıracağız” dedi. 

Göçmen kadınların Göçmenköy’e yerleşerek burada yeni bir yaşamın parçası haline geldiklerine dikkat çeken Aylanç, bu nedenle göçmenlerin sosyo-kültürel ve sosyo-psikolojik durumlarını araştırarak göç sürecine dair cinsiyet odaklı toplumsal bir hafıza kaydı oluşturmak istediklerini ekledi. 

Aylanç, savaş ve çatışma kaynaklı zorunlu göç araştırmalarının dünyada ve Kıbrıs’ta çok geç yapılmaya başlandığını belirterek, sığınma ve mültecilik konularının uzun süre ihmal edildiğini vurguladı. 

Kadınların göç deneyimlerinin yaşanan sıcak savaş nedeniyle geri planda kaldığını da anımsatan Aylanç, bu çalışma ile gündelik yaşamı önemli ölçüde şekillendiren kadınların aktaracaklarının kaydedilmesinin çok değerli olduğuna inandığını kaydetti.  

Aylanç, çalışmada kadınları sığınmacı durumuna düşüren travmatik olay ve durumları,  göçe karar verme sürecini, göç sırasında yaşananları, yeni yerleşimdeki durum ve yeni yaşam normallerini göç öncesindeki hayatla karşılaştırmalı olarak inceleyeceklerini aktardı. 

Göçün kadınlar tarafından başarı hikâyesi olarak kodlanıp kodlanmadığının da araştırılacağını işaret eden Aylanç açıklamasında, “Toplumsal belleğimize göçmen kadınların gerçek yaşam hikâyelerini kazandırmayı hedefliyoruz. Projeyi 2024 yılında tamamlamayı ve araştırma sonuçlarını ele alacağımız makaleler ve iki ciltlik kitap ile bilim çevreleriyle paylaşmayı planlıyoruz” dedi.