Mühendislik

Depremler değil, dayanıksız binalar öldürür

Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayşe Pekrioğlu Balkıs, 1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında konuşarak, “Dünyada her yıl milyonlarca deprem meydana geldiğini ancak bunların küçük bir yüzdeliğinin hissedilip, zarar verdiğini kaydetti.

Yrd. Doç. Dr. Balkıs, depremlerin tipik olarak tektonik plakalar arasındaki mevcut gerginlik nedeniyle oluştuğundan, aynı zamanda volkanik patlamaların veya insan yapımı patlamaların ortaya çıkmasından kaynaklandığını da ifade etti.

Depreme eğilimli bölgelerdeki nüfus artışı ve şehirlerde artan yapılaşmalar konusuna da dikkat çeken Balkıs, depremlerin önümüzdeki yıllarda insan toplulukları üzerinde daha güçlü bir etkiye sahip olacağını da kaydetti.

Yrd. Doç. Dr. Balkıs, Japonya, Yeni Zelanda ve Şili'deki son büyük depremlerin bu konuda örnek olabileceklerini dile getirerek, “Eylül 1953'te, Baf Bölgesi’nde 6,1 büyüklüğünde yıkıcı bir deprem olmuş ve sonucunda 40 kişi ölmüş, 100’den fazla kişi yaralanmış ve 4000 kişi evsiz kalmıştır” hatırlatmasında bulundu. Birkaç saniye içinde 1.600 evin tamamen yıkıldığını ve 10.000 binanın ciddi şekilde hasar gördüğünü aktaran Balkıs, genel olarak depremlerin insanları öldürmediğini çökmekte olan binaların ölüme sebep olduğunu kaydetti.

 

Her 36 yılda bir Kıbrıs'ta 5 ile 6 büyüklükleri arasında bir deprem gerçekleşiyor

Yrd. Doç. Dr. Balkıs, istatistiklerin geleceği tahmin etme ihtimalleri bulunmadığını ancak her 36 yılda bir Kıbrıs’ta 5 ile 6 büyüklükleri arasında bir deprem gerçekleştiğini de belirtti.

Bu doğrultuda, sismik kontrol sistemlerinin ve özellikle hastane vb. binaların yapısal sürdürülebilirliğinin izlenmesi gibi güçlendirme stratejilerinin benimsenmesi ve geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Balkıs, “Bu çalışmalar gelecekteki sismik aktivitelerin etkilerini en aza indirecek, ölüm ve yaralanmaları minimum seviyeye getirecektir. Bu nedenle gelişen teknolojilerin yapı tasarımlarında kullanılması elzemdir” dedi.